Dr. Didar Ezgi Özdağ Bardak’ın seramik sergisi “İçkin Katmanlar”, 06 Aralık 2025 Cumartesi günü Bodrum Art Galeri’de sanatseverlerle buluştu. Sergi, 12 Aralık Cuma gününe kadar ziyaret edilebilecek.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapan Dr. Didar Ezgi Özdağ Bardak, son dönem çalışmalarını bir araya getirdiği yeni sergisini Bodrum Art Galeri’de sanatseverlere sundu.
“İçkin Katmanlar”, sanatçının kuru kafalar ve kozalardan oluşan üretimlerini merkezine alarak yaşamın kırılgan döngüsünü ölüm–dönüşüm ikiliği üzerinden yeniden hatırlatıyor. Organik ve simgesel bir anlam dünyası taşıyan bu iki form, varoluşun sürekliliği ve bedenin ötesine dair güçlü bir görsel anlatı oluşturuyor. Bardak’ın uzun süredir eserlerinde işlediği beden, boşluk, bellek ve dönüşüm temaları, bu sergide toprağın diliyle yeniden şekilleniyor.
Sergide yer alan kuru kafalar, varoluşun en yalın hâlini temsil ederken; koza formu, içine kapanan, dönüşümü saklayan ve yeniden doğuşun sinyalini taşıyan bir ara-mekân estetiği sunuyor. Her iki form, işlevsel özelliklerinin ötesine geçerek metaforik ve duyusal bir zemin oluşturuyor.
Açılışa, Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Burcu Karabey, fakültenin öğretim görevlileri ve çok sayıda sanatsever katıldı. Etkinlikte Bodrum Art Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Süyümbike Güvenç Norris ve derneğin Onursal Başkanı İnci Yörükoğlu, sanatçıya teşekkür belgesi takdim etti.
Sergide duygularını paylaşan Dr. Didar Ezgi Özdağ Bardak, kuru kafa temasının üretim sürecindeki yerini şu sözlerle anlattı:
“Kuru kafa, üretim sürecimin başlangıcı diyebiliriz. Bu deneyimim yedi yıl önce ilk Shakespeare sergim yani ‘Ritüel’ sergimle başladı. Ölüm ve yaşam arasındaki metaforları keşfetmeyi seviyorum. ‘İçkin Katmanlar’ da aslında kendi iç dünyamızdaki oluşum süreçlerini, tükendiğimizi düşündüğümüz anlarda bile yeniden hayat bulduğumuzu anlatıyor. Kuru kafa toplumda olumsuz bir simge gibi algılansa da birçok mitolojik anlatıda yeniden doğuşun sembolü olarak kullanılıyor” derken şöyle devam etti;
“Toprak yüzeyindeki çatlaklar, gölgeler, oyuklar ve renk titreşimleri aslında benim her bir forma yaptığım müdahalelerin izleri. Yani toprağa dokunduğum, onunla konuştuğum anlar. Biçim, ritim, doku, ışık ve gölgeyle kurduğum bu ilişki, eserlerin yüzeyinde katmanlı bir anlatı alanı oluşturuyor. Bu alan, hem benim hem de izleyicinin kendi içsel karanlığıyla ve dönüşme ihtimaliyle yüzleşebileceği bir eşik yaratıyor.
‘İçkin Katmanlar’da, gündelik çözülüşlerimizin içindeki o küçük sesleri, dönüşümün kabuğundaki titreşimleri ve varoluşun kendi sessiz diyaloğunu duyumsatmak istedim. Kuru kafa ve kozanın karşılaşmasından doğan o gerilim, benim için toprağın tanıklığıyla birleşince yaşam–ölüm döngüsünü yeniden düşünmeye açılan bir kapıya dönüştü. Sergiyi kurgularken de bu döngüyü estetik bir araştırmaya, sezgisel bir deneyime ve çok katmanlı bir anlatıya dönüştürmeyi hedefledim.”
Sanatçı, eserlerinde seramik kalıpla şekillendirme yöntemini kullandığını belirterek, sergide ağırlıklı olarak sıraltı tekniği ile çalıştığını, bazı eserlerde ise normal sır denemelerinin de yer aldığını ifade etti.
“İçkin Katmanlar”, 12 Aralık Cuma gününe kadar Bodrum Art Galeri’de ziyarete açık olacak.
