Bodrium Hotel & SPA Genel Müdürü Yiğit Girgin, erken rezervasyonlar ve gelen taleplere bakıldığında Bodrumda hareketli bir sezonun yaşanmasını beklediklerini söyledi.
Başta İngiltere, Polonya, Almanya, Rusya ve merkez Avrupa ülkelerinden taleplerin geldiğini dile getiren Girgin, Bodrumda lüks segment de dahil olmak üzere herkese yönelik bir konaklama alternatifi bulunduğuna dikkat çekti.
Sektörün devamlılığı için sezonun yıl geneline yayılması gerektiğini vurgulayan Yiğit Girgin, “Turizmde 4 mevsim yaşamak, her mevsime uygun farklı konseptler yaratmakla mümkün olur. Çünkü turizm aslında bir deneyimler bütünüdür. Turizm sektörü yaz sezonuna sıkıştırılmamalı, yıl geneline yayılmalı. Yazın deniz, kum, güneş diğer aylarda da festivaller, organizasyonlar, kültür turları, gastronomi turizmi gibi imkanlar sunulabilir. Biz Bodrium Otel olarak bu tarz etkinliklere sponsorluk desteği veriyoruz. Turizmde sürdürülebilirlik için, doğru hizmeti doğru zamanda doğru insan kaynağıyla verdiğinizde başarıya ulaşmamak için bir neden yok. Özellikle istihdam tarafında gençlerin ve kadın çalışanların sektörde kalıcı olmasını sağlamak için adımlar atılmalı. Yeni yatırımların Ege kültürüne ve kent kimliğine uygun yapılması da önem taşıyor. Bakanlığın yaptığı tanıtım çalışmalarını çok değerli buluyorum. Turistler ülkemize geldiğinde onların beklentilerine cevap vermek zorundayız. Sektörümüz adına her zaman pozitif olmak durumundayız. Krizlerden bile fırsat yaratarak ülkemiz için katma değer üretmeyi sürdürüyoruz” diye konuştu.
BODRİUM BAHÇE’DEN, DOĞAL VE ORGANİK LEZZETLER
Bodrium Mutfak Şefi Zekeriya Yıldırım ile birlikte Bitez’de bahçe yatırımını hayata geçirdiklerini dile getiren Genel Müdür Yiğit Girgin, “Misafirlerimize bahçeden sofraya doğal ve organik lezzetler sunuyoruz” dedi.
Sürdürülebilir turizm politikaları çerçevesinde önemli bir adım attıklarını belirten Yiğit Girgin, “Bitez’de kendimize ait bir bahçemiz var. Yaklaşık 5 dönümlük arazi üzerinde doğal ve organik tarım yapıyoruz. Kullandığımız ürünü dalından sofraya gelene kadar takip edebiliyoruz ve tarımsal ilaç kullanmıyoruz. Domates, salatalık, biber ve kendi tavuklarımızı yetiştiriyor ve yumurta üretiyoruz. Mandalina ve portakal ağaçlarımız var. Onları kış döneminde toplayıp misafirlerimize odalarında ikram ediyoruz. Doğal bir ekosistem yarattık. Güven, hijyen ve kalite kontrolünü birinci elden yapabiliyoruz. Misafire hizmet unsuru olarak sunabiliyoruz. Dalından kopan sebzenin misafirin önüne gitmesi de bir emek gerektiriyor. Kahvaltı büfemizde kendi bahçeden alanımızı yarattık. Misafirlerimiz oradan istediğini alabiliyor. Topladığımız bu doğal ürünleri, otelimizin restoranı Tyro Italiano Pizzeria Ristorante’de eşsiz lezzetlere dönüştürüyoruz. Yurtdışından gelen, büyükşehirlerde yaşayan misafirlerimize de ürünlerin nereden geldiğini söylediğimizde mutlu oluyorlar. Ne kadar yerel olursak o kadar globaliz” ifadelerini kullandı.
