Dünya çapında Yeni Koronavirüs (COVID -19) hastalığı görülenlerin sayısı 220 bini aştı, 9 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Tüm dünya gözünü endişeyle Koronavirüs’e çevirirken, Boğaziçi Üniversitesi mezunu üç uzman, Elif Akyüz, Serhat Pala ve Onur Bilenoğlu, yakın zamanda geliştirdikleri yüksek doğruluk oranlarına sahip tespit kitlerini dünyaya ihraç etmeye başladı.
Boğaziçi Üniversitesi Kurumsal İletişim Ofisi, Koronavirüs ile mücadelede ön saflarda yer alan Boğaziçi mezunlarıyla dünyayı tehdit eden salgını ve çalışmalarını konuştu.
Yeni koronavirüs (COVID- 19) salgını Antarktika hariç tüm dünyayı etkisi altına alırken, Boğaziçi Üniversitesi mezunları virüsle mücadele için çalışmalarını sürdürüyor. Mezunların yoğun araştırma- geliştirme çalışmalarıyla, gece-gündüz çalışarak geliştirdikleri Koronavirüs tespit kitleri şimdiden onlarca ülkeye ihraç ediliyor. Sorularımızı yanıtlayan uzmanlar, Koronavirüs’ün kontrol alltına alınacağını ve panik yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, Boğaziçili olarak bu alanda çalışmaktan gurur duyduklarını söylüyor.
VİRÜSLERLE 20 YILLIK MÜCADELE
Onur Bilenoğlu, Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünden mezun olduktan sonra aynı alanda yüksek lisans ve doktorasını yine Boğaziçi’nde tamamladı. 2002’den beri moleküler biyoloji ve genetik alanında faaliyet gösteren şirketlerde, virüs ve bakterilerin tespiti için cihazlar geliştiriyor. Bilenoğlu ve ekibi, 2 aylık yoğun Ar-Ge döneminin ardından Koronavirüs kitinde sonuca ulaşmış. Bilenoğlu, yüksek doğruluk oranları yakaladıklarını belirterek, “Yaklaşık 20 yıldır bu alanda çalışıyorum. İki ayda geliştirdiğimiz kit sayesinde 3 saat içinde virüsü yüzde 99.5 doğruluk oranıyla saptayabiliyoruz. Elimizdeki moleküler test, sadece koronavirüse odaklandığı için çok hassas sonuçlara ulaşmamıza imkân tanıyor. Koronavirüs’ün RNA’sına (Ribo Nükleik Asit) göre özel olarak tasarlandı. Bu nedenle sonuçlarımızın doğruluk oranı çok yüksek” diyor.
‘YAZ MEVSİMİNDE DE SALGIN SÜREBİLİR’
Bilenoğlu, Koronavirüs salgının ne zaman sona ereceğiyle ilgili kafa karışıklığı olduğu görüşünde. Yaz aylarında virüsün etkisini yitirmeyebileceğiyle ilgili dünyada güncel örnekler olduğunu vurgulayarak, “Birçok farklı görüş ortada. Yaz aylarında virüsün etkisini kaybedeceği düşünülüyor. Ancak şu anda yaz mevsimini yaşayan, Güney Yarımküre ülkelerinde de salgın sürüyor. Bu da virüse karşı ilaç veya aşı bulunmadığı sürece, etkisini sürdürebileceği endişesini doğuruyor. Ben, 6 ay daha salgının devam edeceğini düşünüyorum’ diye konuşuyor.
‘KORONAVİRÜSLE MÜCADELE İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ’
İstanbul merkezli Anatolia Geneworks’un kurucu ortağı ve Ar-Ge Direktörü Elif Akyüz de Koronavirüs’e karşı gece gündüz çalışan bir diğer Boğaziçi Üniversitesi mezunu. Lisans ve lisansüstü eğitimlerini moleküler biyoloji ve genetik alanında Boğaziçi’nde tamamlayan Akyüz, çalışmalarıyla sadece Türkiye’de değil, dünyanın da dikkatini çeken bir uzman. Yabancı medyaya da Koronavirüsle ilgili açıklamalar yapan Akyüz, hiç durmadan, şevkle çalıştıklarını belirtiyor:
“Salgınların önlenmesinde, tedaviye doğru biçimde ve zamanda başlanmasında, can kayıplarının en aza indirgenmesinde güvenilir teşhis kitlerimiz önemli rol oynuyor. Bu işe girerken amacımız, yüksek performanslı ve kaliteli ürünler geliştirip üreterek insan sağlığına katkıda bulunmaktı. Ekibim, bu salgınla mücadeledeki özel rolümüzün bilincinde. Uzun saatler boyunca şevkle çalışıyoruz. Üstlendiğimiz sorumluluğun bilincindeyiz ve bu süreçte özellikle kendimize iyi bakmaya gayret ediyoruz.”
‘BİR SAAT 40 DAKİKADA SONUÇ ALIYORUZ’
Akyüz’ün geliştirdiği kitler de gerçek zamanlı PCR (Poliemeraz Zincir Reaksiyonu) tekniğiyle çalışan yüksek teknolojiye sahip. Akyüz, hastadan elde edilen RNA örneği eklendiğinde Koronovirüs’ün 1 saat 40 dakika içinde tespit edilebildiğini söylüyor:
“Çoğu ürünümüz gibi bu kitimiz de ileri bir moleküler teknik olan ‘gerçek zamanlı PCR’ tekniğiyle çalışıyor. Bu sayede hasta numunesindeki virüs direkt olarak saptanıyor. Kitin çalışması için önce hastadan boğaz veya burun sürüntü örneği veya balgam alınıp, RNA izolasyonu yapılıyor. Bu yaklaşık 45 dakikalık bir işlem. Sonrasında RNA örneği kitimizle karıştırılıp bir cihaza konuyor. Ardından 1 saat 40 dakikalık analizle sonuç alınıyor. Sahada çeşitli ülkelerde 200 bine yakın hastada kitimizle alınan sonuçlar çok başarılı. Yüzde 100 doğruluk oranına sahip, hassasiyeti çok yüksek.”
‘200 BİNİN ÜZERİNDE TEST KİTİ GÖNDERDİK’
Akyüz ve ekibinin geliştirdiği 200’den fazla ürün, 50 ülkeye ihraç ediliyor. Bilim insanı, şu ana kadar Koronavirüs için 200 binin üzerinde kit ihraç edildiğini dile getiriyor. Akyüz gelen talepleri karşılamak için tam kapasiteyle çalıştıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor:
“200’den fazla ürünümüz 50 kadar ülkeye ihraç ediliyor. Kitimiz koronavirüs salgını yaşayan İtalya, İngiltere, Fransa, Polonya, Romanya, Ukrayna, Portekiz, Gürcistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Pakistan, Azerbaycan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkmenistan, Umman, Katar, Bahreyn ve İran gibi ülkelerde kullanılıyor. Şu ana kadar gönderilen test kitleri 200 binin üzerine çıkarken, yeni talepleri karşılamak için tam kapasiteyle üretimi sürdürüyoruz.”
‘PANİK YAPMAYIN’
Bilim insanı, medya ve sosyal medyadaki dezenformasyonlara karşı uyararak, panik yapılmamasını gerektiğini vurguluyor. Yeni koronavirüsün bulaşıcı fakat dünyadaki en öldürücü virüslerden biri olmadığını şöyle anlatıyor. Halkın bilinçlendirilmesi, dezenformasyonlara aldırmadan ve panik yapmadan doğru önlemleri sıkı biçimde uygulaması çok önemli. Yeni koronavirüs çok bulaşıcı fakat dünyadaki en öldürücü virüslerden değil. Özellikle 60 yaş üzerindeki akciğer, tansiyon, şeker ve kalp rahatsızlıkları olan kişileri etkileyen hastalık, 80 yaş üzeri için ölümcül olabiliyor. İtalya’daki ölüm oranı bu nedenle çok yüksek. Gerçekten belli bir yaşın üzerindeki kişilerin evlerinden çıkmamaları, çocukları ve torunlarıyla bile teması kesmeleri, kalabalık ortamlarda bulunmamaları çok önemli. O yüzden bu salgından tüm dünyanın dersler çıkarması, gelecek yıllardaki salgınlara daha hazırlıklı, soğukkanlı yaklaşmaları ve tanı ve tedavi açısından daha tedarikli olmaları şart.”